Esan Akü olarak çok çalışıyoruz, çok araştırıyoruz

Esan Akü, 1978 yılından bu yana akü sektörünün en önemli oyuncularından biri. Şirketin kuruluşu, bugüne kadarki gelişimi, çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Esan Akü 1978 yılında babam ve dayım tarafından kurulmuş bir aile şirketi. Babamın emekliliğinden itibaren son 20 yıldır ise kardeşim Atilla Birmiş’in liderliğinde yolumuza devam ediyoruz. Ben de son 6-7 yıldır bu ekibin içerisinde aktif olarak çalışıyorum. Pazarlama, insan kaynakları, müşteri ilişkileri, markalar, fuarlar gibi konular ile ben ilgileniyorum. Firmamız ülkemizin en büyük yerli sermayelerinden biri. 41 yıldır ülkemize hizmet ediyoruz ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Bir dünya markası haline gelmeyi hedefliyoruz. Merkeze müşterilerimiz koyduk ve teknolojiye büyük yatırımlar yapıyoruz. Bizi öne çıkaran etken de bu. İleri teknoloji ile üretim yapan bir akü firması olmamız bizim şirket olarak en büyük özelliğimizi oluşturuyor. Şu anda 50’nin üzerinde ihracat yaptığımız ülke var ve bu sayı her geçen gün artıyor. Zaten şirketimiz yüzde 75-80 oranında ihracat ağırlıklı çalışıyor. En büyük pazarlarımız ise Afrika ve Orta Doğu’da yer alıyor. Avrupa ve Güney Amerika pazarlarında da gelişmek
ve büyümek istiyoruz.

Esan Akü’nün altında farklı markalar ile faaliyet gösteriyorsunuz. Öne çıkan markanız ve ürününüz hangisidir?
35 amperden 225 ampere kadar uzanan bir ürün gamımız bulunuyor. Özellikle Uzak Doğu, Orta Doğu ve Afrika pazarı için ürettiğimiz tuktuk akü grubumuzu da bu yıl piyasaya yeni çıkardık.

Türkiye akü pazarını genel olarak değerlendirir misiniz? Dünyadaki rakipler ile kıyaslandığında pazarın genel durumu nasıl?
Dünya ile ülkemizdeki ayrım elektrikli araçlar özelinde başlıyor. Arz ve talep faktörlerinden dolayı elektrikli araca geçiş göründüğü kadar kolay olmuyor. Bu durum yurt dışında biraz daha ivme kazandı fakat ülkemiz açısından biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Gelecek için hazırlıklarımızı şimdiden yapıyoruz. Küresel ve ekonomik sıkıntılardan dolayı hem iç hem dış pazarda elbette bazı zorluklar yaşıyoruz. Ama manevra kabiliyeti olan firmalar bu gibi durumlardan en az hasarla ayrılmayı başarabiliyor. Bu tüm bu etkenlere rağmen müşterilerimiz üzerinde daha da yoğunlaşma yoluna gittik. Onların talepleri ve beklentileri şirketimiz açısından oldukça önemli. Yaşadığımız bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Bu inancımızdan kaynaklı müşterilerimizle daha sıkı iletişim kuruyoruz. Biz büyük bir aileyiz. Onun dışında bu sıkıntıları aşabilmek için
ihracata ağırlık verdik. İhracatın hem şirketimiz hem de ülkemiz açısından bir çıkış yolu olduğunu düşünüyoruz. Verimli üretim yaparak maliyetleri düşürme çabalarımız sürekli olarak devam ediyor.

Yerli üreticilerin pazardaki konumu nedir? Değerlendirir misiniz?
Yerli üreticiler pazarı domine eder hale geldiler. Bizim de şirket olarak bu tip çalışmalarımız ve altyapımız bulunuyor. Bütün firmalar ile iletişim halindeyiz. Bir yandan satış ve pazarlama çalışmalarımızı yürütürken diğer yandan da Ar-Ge çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Aynı zamanda farklı pazarlara da girmek istiyoruz. Ekibimiz bu konunun üzerinde
ciddi bir şekilde çalışıyor. Bugüne kadar fason üretim ağırlıklı bir firmaydık. Şimdilerde ise dünyadaki trendlerini takip eden, dijitalleşme yolunda ilerleyen bir firma olarak ön plana çıkmak istiyoruz.  Marka çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz ve bu alana odaklanıyoruz.

Ar-Ge konusunda önemli çalışmalar yürütüyorsunuz. Şirketin bu alandaki yaklaşımı ve genel olarak yaptığı çalışmalar nelerdir?
Türkiye’nin 864’üncü Ar-Ge merkeziyiz. Mühendis arkadaşlarımız ürün geliştirme konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Elektrikli araçlar konusunda birtakım hazırlıklarımız var. Ayrıca üniversiteler ile iş birliği içerisindeyiz.

İhracat özelinde ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Yurt dışı ihracat kanallarınızdan ve hedeflerinizden kısaca bahseder misiniz?
Bu noktada özellikle yurt dışında gerçekleştirilen fuarlara katılmaya gayret gösteriyoruz. Dijital pazarlama kanallarımız üzerinden bizimle iletişime geçmek isteyen müşterilerimize yanıt veriyor ve onların sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz. Müşterilerimizi şirketimizde ağırlıyor ve hatta gerekirse  bizler ziyarete gidiyoruz. Esan Akü, 40 yıldır faaliyet gösteren ve kendini kanıtlamış bir firma. Sıfırdan başlama gibi bir zorluk yaşamıyoruz. Markamızın belirli bir gücü var ve bu güç üzerinden insanlar bizimle, biz de insanlarla kolaylıkla iletişim kurabiliyoruz.

Dolayısıyla ihracata yönelik adımlarımızı daha emin ve kolay adımlarla atabiliyoruz. Ayrıca iç pazarda da bir bayi teşkilatına sahibiz. Türkiye’de şu anda 100’e yakın dağıtım kanalımız bulunuyor.

Satış ve pazarlama konusunda ne tür stratejiler izliyorsunuz? Sizi diğer markalardan öne çıkaran etkenler sizce nelerdir?
Satış ve pazarlama noktasında müşterilerin en fazla talep ettiği şey kesinlikle ilgidir.
Bu noktada müşterinin beklentisini iyi analiz etmek ve karşılık bulabilecek bir
hizmet sunmanız gerekiyor. Biz şirket olarak bunu yapıyoruz. Diğer taraftan
bayiler üzerinden kurduğumuz bir iletişim kanalımız var. Bayilerimizin de beklentilerini karşılıyoruz. Birebir iletişim sayesinde müşterilerimizi ve bayilerimizi dinliyor, aldığımız geri bildirimleri de üretim politikamızda uyguluyoruz.

Üretim miktarınız hakkında adet bazlı bilgi verebilir misiniz? Esan Akü bir yılda ne kadar akü üretebiliyor?
Yılda 4 milyon civarında akü üretimi gerçekleştiriyoruz. Daha önce koyduğumuz üretim hedeflerine ulaştık. Yakın zamanda plastik enjeksiyon firması kuracağız. Buradaki amacımız
hem hammaddemizi üretebilmek hem de maliyetleri düşürmek. Şirket dışından fason üretim hizmeti de alıyoruz. Ülkemiz son 1-2 yılda çok zor günler geçirdi. Dolayısıyla bu şartlar akü sektörüne de yansıdı. Akü piyasasının ekonomik dalgalardan etkilendiği ve üretimlerin yavaşladığı ise aşikâr. 2019 yılının ilk çeyreği geride kaldı.

2019 ve sonrası için öngörüleriniz nelerdir?
Ekonomik dalgalanmaların bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum. Hepimiz bu günleri geride bırakacak ve daha kuvvetli bir şekilde yeniden çalışmalarımızı özveri ile sürdüreceğiz. Türkiye’de çok kuvvetli bir otomotiv sektörü var. Dünyada da adımızdan
söz ettirebiliyoruz. Muhakkak eksik yanlarımız da vardır. Bu nedenle bu noktaları tespit edip üzerine gitmeliyiz. Çok çalışmamız, çok araştırmamız gerekiyor. Çalışmalarımızda ise birlik ve beraberliğe çok fazla önem vermeliyiz. Aynı zamanda dünyayı ve trendleri iyi
takip etmek, doğru analizler yapmak bunun akabinde de doğru bir yol haritası çıkarmamız gerekiyor. İyi bir ekip kurmak başta şirketinize daha sonra ise ülkenize çok şey kazandırır. Bu sayede sırtınız yere gelmez. Ayrıca ekip olabilmek sistemin işleyişi için en önemli yapı taşlarından biridir. Bu da bizim çıkış yolumuzdur.

Bu konularıda İnceleyebilirsin