Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri firmaları rekabette öne taşıyor

Sektörünüz ve Türkiye özelinde değerlendirdiğinizde 2018 yılı şirketiniz açısından nasıl geçti?

Ülkemizde ve dünya ekonomisinde konjonktürel bazlı yaşanan çeşitli sıkıntılardan dolayı 2018 yılı hemen her sektörü olduğu gibi otomotiv sektörünü de yakından etkiledi. Buna rağmen 2018 yılının, ülkemizde ihracatın lideri olan otomotiv sektörü açısından yine başarılı bir şekilde geçtiğini söyleyebiliriz. Nitekim Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türk otomotiv sektörünün ihracatının, kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5 artarak 2 milyar 769 milyon dolar olduğunu ve bugüne kadarki en yüksek kasım ayı ihracatına ulaştığını görüyoruz.

Diğer yandan, hizmet verdiğimiz aftermarket sektörü de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir gelişim gösteriyor ve gerek satış gerekse de satış sonrası hizmetlerle birlikte, sektörün küresel ekonomiden aldığı pay hızla artıyor. Tabi bu tür veriler, ülkemizde sektörün geleceği açısından son derece önemli.

Bunun yanında Maysan Mando olarak da 2018 yılını, hedeflediğimiz ve planladığımız ölçüde geçirdik. Özellikle bilgiye ve teknolojiye son sürat devam ettiğimiz bu dönemde, ülkemize ve sektöre en yüksek düzeyde katma değer sağlama gayretinde olduk. Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi olarak, ürün yelpazemize kattığımız yenilikçi ürünlerin de katkısıyla, 2018 yılında ülkemizde ve küresel pazarlarda mevcut satışlarımızı her geçen gün daha iyi seviyelere taşımayı başardık. Bu bakımdan Maysan Mando olarak, ileriye dönük güçlü hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz.

Bu yıl içerisinde şirketiniz bünyesinde yaptığınız yatırımlar, yeni ürünler, lansmanlar vb. gelişmeler nelerdir?

Maysan Mando olarak, kurulduğumuz günden bu yana sürekli gelişimi ve yenilikçi bakış açısını esas alarak, kararlı bir şekilde büyümeye devam etmekteyiz. Öyle ki Türkiye’de üretilen araç adedinden daha fazla amortisör ürettiğimizi söylememiz mümkün. Dünya ölçeğinde yeni pazar arayışlarını da tüm hızıyla sürdürüyoruz. Şirket olarak, kendi hatlarımızda son 3 yıl içinde 100 milyon TL’nin üzerinde bir yatırım gerçekleştirdik.

Son olarak da 2018 yılı içinde çalışmalarını tamamladığımız krom kaplama hattımız, Avrupa’da ilk olma niteliği taşıyor. Bu yeni bir sistem ve hiçbir atığı olmayan, tamamen çevre dostu kimliğiyle öne çıkıyor. Bununla birlikte, 2019 yılına yönelik yatırım planlamalarımız arasında, direksiyon ve fren sistemleri üretimini ülkemize getirmek de bulunuyor. Bu yönde çalışmalarımız devam edecek.

Genel olarak 2019 yılından beklentiniz nasıl? Bu yıl için hedefleriniz ve genel stratejileriniz neler olacak?

Dünyada teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Otomotiv sektörü de bu hızdan en çabuk etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. Biz de Maysan Mando olarak bu bilinçle hareket edip, teknolojiye dayalı ürün geliştirme, verimlilik, kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı çözümler sunarak, küresel pazarlarda fark yaratmayı hedefliyoruz.

Üretim faaliyetlerimizde özellikle katma değere ve Ar-Ge’ye odaklanmış durumdayız. Bu anlayışla, AR-GE Merkezimizde tasarım öncelikli ürün geliştirmeye odaklanarak, Türkiye’de üretilen ürünlerimizi, dünya pazarlarıyla buluşturmaktayız.

 

Gelinen noktada, 2019’da da sürdürülebilir başarıya odaklanarak, know-how’ı tamamen bize ait olan yenilikçi ürünler geliştirip, ülkemize ve sektöre değer katmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca dijital dönüşüm çalışmalarımız da tüm hızıyla devam edecek.

Bunlara ek olarak, 2019 yılında şirket olarak 50. kuruluş yıl dönümünü kutlayacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. 50. yılımızda da Maysan Mando’nun adını tüm dünyada en iyi şekilde temsil etmek adına üretmeye devam edeceğiz. 2023 yılında Türkiye’deki ilk 100 şirket arasında yer alma hedefimiz doğrultusunda da kararlı adımlar atmayı sürdüreceğiz.

Sektörel olarak baktığınızda bu yıl bizi nasıl gelişmeler bekliyor?

Otomotiv sektörü, ülkemizde istikrarlı ve sürekli artan bir hacimde büyümesini sürdürüyor. Bununla birlikte sektörümüz, özellikle son yıllarda ciddi bir dönüşüme sahne oluyor. Sıfır kaza ve sıfır emisyon anlayışı çerçevesinde; akıllı teknolojiler, otonom sistemler, mobilite, bağlanabilirlik, dijitalizasyon ve yapay zekâ gibi bileşenler, otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirmeye devam ediyor. Otomotiv sektörü, nesnelerin interneti ve özellikle yedek parça üretiminde önemli bir adım olan 3D katmanlı üretim olanaklarından da en iyi şekilde faydalanmaya başladı. Bu tür çalışmaların etkisini 2019’da çok daha yakından hissedeceğimizi düşünüyorum. Dünya araç teknolojisi geliştikçe, aftermarket pazarı da bu gelişimden etkileniyor.

Firmaların da son yıllarda bilgiye ve teknolojiye yönelik yatırımlarının hızlandığını görmekteyiz. Rekabet yoğun olduğu için Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri firmaları rekabette öne taşıyan en önemli unsurlar haline gelmiş durumda. Bu noktada, sektörün gelişiminin tüm hızıyla devam edeceğini varsaydığımızda, bilgiye ve teknolojiye yatırım yapmayan firmaların küresel rekabette geri planda kalacağı gerçeği söz konusu…

Bununla birlikte, döviz kurundaki dalgalanmaların ve yakın coğrafyamızdaki siyasi gelişmelerin de yine, sektörün geleceğinde belirgin rol üstlenmeye devam edeceğini tahmin ediyoruz.

Bu konularıda İnceleyebilirsin