Dünya Otomotiv Sektörünün Ağırlık Merkezi, Çin’e Kayıyor

Dünya otomotiv sektöründe Çin’in önemli bir pazar olduğunu vurgulayan Süheyl Baybalı, TAYSAD olarak 5 yıldır Çin’de faaliyet gösterdiklerini ve yeni gelişmelerin yakında kamuoyu ile paylaşılacağını açıkladı.

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, otomotiv sektöründe Çin pazarına hakim bir isim. Çin’de gerçekleşen Automechanika Shanghai Fuarı’nda Süheyl Baybalı ile görüşme imkanı bulduk ve kendisinden Çin pazarı hakkında bilgi aldık.

TAYSAD açısından Automechanika Shangai etkinliğini ve Çin pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Automechanika Shanghai Fuarı’nda bu yıl 9 üyemizin standı var. TAYSAD açısından değerlendirdiğimizde Çin kesinlikle göz ardı edebileceğimiz bir pazar değil. Bildiğiniz gibi Çin’de önemli oranda bir üretim yapılıyor ve gelecekte de böyle olacak. Yıllık araç üretimi dünyada 100 milyonların üzerine çıktığında yaklaşık 30 milyon adedi Çin’de üretilecek. Bu da dünyadaki üretimin yaklaşık 3’te 1’inin Çin’de gerçekleşeceği anlamına geliyor.

Özellikle Amerika Birleşik Devletleri menşeili sektör paydaşlarımızın buradaki toplantı ve konferanslarda son derece aktif olduğunu görüyoruz. Enteresan bir şekilde paydaşlarımızla Çin’de görüşür hale geldik. Birkaç yıldır zaten biz Automechanika’yı ve CIAPE’yi (Çin Uluslararası Otomotiv Yedek Parça Fuarı) takip ediyoruz ve onlarla burada görüşüyoruz ve paydaşlarımızla işbirliği planlarımızı da burada yapıyoruz. Bu da Çin’in otomotiv sektörünün ağırlık merkezi olma özelliğini ön plana çıkarıyor. Sadece Türkiye değil ABD de burada konferanslarda aktif olmaya çalışıyor.

Türkiye için burada hangi fırsatlar var? Türkiye’nin yapması gerekenler neler?
Türk tedarikçilerin Avrupa’daki başarısı yadsınamaz. Avrupalı tedarikçilerle yakın çalışıyorlar. İlk önemli fırsat burada doğuyor. Avrupalı ana sanayilere üretim yapmakta olan firmalarımızın, işbirliği içinde aynı firmaların bu bölgede kurulu fabrikalarına da teslimat yapmaları mümkün. Bu, Türkiye’den sevk etmek şeklinde de olabilir. Bir projede çalışılıyordur, sadece Avrupa’ya sevkiyat değil aynı zamanda Çin’e veya başka bölgelere Güney Afrika’ya, Meksika’ya veya Avrupa’daki başka ülkelere sevkiyat istenebilir. Daha sonra ikinci etapta üreticimizin ana sanayinin yanında üretim yapması istenebilir. Çin’de Avrupalı ana sanayilere tedarikçi olma şansımız çok yüksek.

Çinli tedarikçilerin tüm tedarikçileri takip etmesinin ana nedenlerinden bir tanesi de bu. Burada pazar otomobil ayağında Avrupalı ve Amerikalı markalarla büyüyecek. O nedenle de Avrupalı ve Amerikalı markaların beklentilerini karşılayacak kalite seviyesi, üretim yönetimi ve Ar-Ge faaliyeti gerekiyor. O firmalarda akredite olmak gerekiyor. Tüm tedarikçiler şu anda Avrupa ayağında kuvvetli, o nedenle buradaki tedarikçilerin Türklerle işbirliği yapma hevesi giderek artıyor. Bu koşullarda tabii ki TAYSAD burada olmak zorunda.

Diğer taraftan ikinci bir değerlendirme de Çinli markalar için burada ne yapılması gerektiği. Çinli markalarda özellikle ağır vasıtada otobüs, kamyon ve 3,5 tona kadar olan araçlar tarafında değerlendirme yapmak lazım. Buradaki teknoloji geri ve bizim üreticilerimizin daha fazla tecrübesi ve önerebilecekleri çeşitli çözümler var. Böylece Türk firmaların Çinli markalarla da teknolojileri ile işbirliğine girmeleri mümkün olabilecek. Ama bu daha zor bir iş. Çin’e gelerek daha uzun vadeli yatırım yapılması gerekiyor. Buraya gelip ofis açmaları, pazar araştırması yapmaları, işbirlikleri yapmaları, uzun vadeli düşünmeleri gerekiyor. Çinli ana sanayiler Çin’in ana karakterine uygun hareket ediyor. Yani ilk önce kendinizi Çinli muhataplarınıza tanıtmanız, daha sonra güven uyandırmanız gerekiyor. Daha sonra işbirliği kurabiliyorsunuz. Bu süreci yaşamadan Çin’de sonuca varılabilmesi mümkün değil.

TAYSAD açısından baktığımızda biz 5 yıldır buradayız. Biz artık birbirini tanıma görüşme, güven kısımlarını geçtik ve işbirliği yapar hale geldik. TAYSAD için bu 5 sene sürdü. Çinli firmalarla çalışmak isteyen firmalarımızın sabırlı olması gerekiyor. Buranın kendine has yöntemleri var. Kararlar burada alındığı sürece buranın kurallarına uymak lazım. Dolayısıyla stratejiler farklı. Avrupalı ana sanayilerde başka şey var, Çinli ana sanayilerde başka. Her ikisine de farklı stratejilerle yaklaşmak gerekiyor.

Türkiye otomotiv sektörünün Çin’deki algısı nasıl?
Kalite açısından Avrupa Birliği ile çalışma açısından, AB’nin teknik yeterliklerini bilme açısından son derece pozitif bakıyorlar. Çünkü o konuda eksikleri var. Bazı paydaşlarımızın da bizden beklediği en önemli şey de bu. Avrupa standartları Çin’de nasıl yakalanabilir, tabii ki onu da öğrenmek istiyorlar.

Muhatap olduğunuz derneklerle beraber yürüttüğünüz çalışmalar var mı?
Burada önemli birtakım gelişmeler var. Onları da yakın dönemde açıklayacağız.

Çin’i merkez olarak kullanarak buradan başka pazarlara açılmak mümkün mü?
Evet. Bunu zaten buraya aftermarket için gelen üyelerimiz görüyor. Aftermarkette burayı sadece Çin pazarı olarak değerlendirmemek gerekiyor. Aynı zamanda Malezya, Tayland, Kore gibi bölge ülkelerinden ve hatta Amerika, Avustralya’dan buraya alıcılar geliyor. Çin’i firmaların bir araya geldiği, görüş alışverişinde bulunduğu, sipariş aldığı bir yer olarak görmek gerekiyor. Automechanika bazında bakarsak Frankfurt neyse, Doğu’da da Shangai o.

Bu konularıda İnceleyebilirsin