Bosch IoT’deki “nesnelerin” birbirleriyle konuşmasını sağlıyor

Şirketin ilk adımı, otomobillere, makinelere, binalara ve diğer milyonlarca günlük nesneye bağlanabilirlik sağlamak oldu. Bosch, 2018 yılında, bir önceki yıla oranla üçte bir oranında artışla toplam 52 milyon adet internet erişimli ürün sattı. Açık kaynak tabanlı Bosch IoT Suite’yi kullanan şirket, daha şimdiden farklı üreticilerin 10 milyondan fazla cihazını ağa bağladı. Bosch IoT yolculuğunun ikinci aşamasında, bu nesnelerin kendi ekosistemleri içinde birbirleriyle iletişim kurması ve etkileşimde bulunması için iş ortaklarıyla çalışmalar yürüyor.

Bosch, ‘Nesnelerin internetinden nesnelerin ekonomisine’ sloganıyla sektörü bir araya getirmek üzere Berlin’de düzenlenen Bosch ConnectedWorld 2019’da (BCW19) ağa bağlı mobilitenin, sanayinin ve yaşamın geleceğine kısa bir bakış sunuyor. Blockchain gibi dağıtılmış defter teknolojileri (DLT), bu alanlarda kilit teknoloji haline gelebilir. BCW19’da siyaset, ticaret, bilim ve kamu alanlarından yaklaşık 5.000 teknoloji takipçisine konuşma yapan Bosch CEO’su Dr. Volkmar Denner, “Fiziksel ve dijital dünyaları birleştirerek günlük yaşamlarında birçok açıdan insanların yaşamını kolaylaştırıyoruz. Gelecekte, nesneler sadece ağa bağlı olmayacak, birlikte iş de yapacak” dedi.

Nesnelerin ekonomisi açısından kilit teknoloji olarak DLT

Bosch, global DLT pazarının 2025 itibarıyla Euro bazında on bir ila on iki haneli bir rakama ulaşmasını bekliyor. Bosch, nesnelerin diğer ağa bağlı nesnelerle bağımsız bir şekilde iletişim kurmasını ve hatta kendi aralarında akıllı sözleşmeler yapmasını sağlayacak olan ‘nesnelerin ekonomisi’ni başlatacak olmalarından dolayı bu teknolojilere karşı stratejik bir ilgiye sahip. Örneğin mobilite alanında, otomobillerdeki rutin prosedürlerin kolaylaştırılmasına yardımcı olabilir. Ücretli yolların, otoparkların ve şarj istasyonlarının kullanımı karşılığında araç sahiplerine otomatik olarak fatura kesilmesi gibi her türden servisle sonuçlanabilir.

Şarj istasyonlarıyla görüşen otomobil

Bosch, e-otomobil şarj etme sürecini iyileştirmek üzere blockchain teknolojisi kullanan bir prototip konusunda, enerji tedarikçisi EnBW ile çalışma yürütüyor. Buradaki düşünce, müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik tüm süreci yürütmek ve özelleştirmek, bunun neticesinde müşterilerin uygun gördüğü şarj servislerini seçebilmesini, rezerve edebilmesini ve ödemesini yapabilmesini sağlamak. Örneğin operatör, Bosch tarafından otomobiller için geliştirilen yazılımı, şarj istasyonlarının ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanan çevreci elektriğin uygunluk durumu ve diğer seçeneklerle kıyaslayarak, müşterilere şeffaf fiyatlandırma modelleri sunan bir akıllı şarj istasyonu yöneticisiyle birleştirebilir. Rezervasyon ve ödeme dahil olmak üzere tüm işlem, tamamen otomatik bir blockchain operasyonudur. Bu servis, diğer müşteri tercihlerinin de denklemin içerisinde yer almasını sağlayabilir. Örneğin, küçük çocukları olan ve kahve seven bir müşteri, yakınlarında oyun parkı ve kafe bulunan bir şarj istasyonunu tercih edebilir. Bu yeni sistemle ilgili ilk denemeler halen devam ediyor.

Kendi park ücretini ödeyen otomobil

Bosch ve Siemens, blockchain tabanlı bir akıllı park yönetim sistemini birlikte geliştiriyor. Gelecekte DLT sayesinde, park etmek artık bir angarya olmayacak. Otomobiller, kendi yakınlarındaki otoparklarla doğrudan iletişime geçecek ve en iyi şartları görüşecek. Otomobil seçilen otoparkın girişine geldiğinde, giriş bariyerine kendisini tanıtacak ve sürücünün otomattan bir bilet almasına gerek olmadan giriş bariyeri yukarı kalkacak. Araç çıkış bariyeri ile zaten iletişime geçtiğinden ve sanal işlemle park ücretini ödediğinden, sürücü otoparktan hemen çıkabilecek. Sürücülerin üzerlerinde bozuk parayı hazır tutması ya da park biletini kaybetmekten endişe etmesi gerekmeyecek. Bu yeni sistem üzerinde çalışmalarını sürdüren iki şirket, Bosch’un Renningen araştırma kampüsüne ve Münih’teki Siemens kampüsüne birer prototip kurdu.

İnternete olan güveni yenilemek için dağıtılmış yapılar

İnternetteki dağıtılmış yapılar, DLT’nin merkezinde yer alıyor. Kendi veri merkezlerinde veriler saklayan birkaç platform sağlayıcısı yerine, birçok sunucuya yayılmış durumda bulunuyor. Dr. Denner, “Dijital ekosistemlerde güven inşa edebilmek için açık platformlara ve herkese ait bir internete ihtiyacımız var” derken, bu, insanların gerçek faydalar elde etmesini sağlayacak. Kullanıcılar ‘captive (esir)’ ise bir web platformu sağlayıcısı istediği zaman kullanım şartlarını değiştirebilir. Büyük internet kullanıcılarından bağımsızlığını kazanan kullanıcıların artık bu değişiklikleri gözü kapalı kabul etmesi gerekmiyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi ve CDO/CTO’su Dr. Michael Bolle, “Birçok oyuncunun oyuna katılmasını sağlayan bu dağıtılmış yapılarla internet platformlarında güven inşa ediyoruz” dedi. Çok sayıda eşit ortağı kapsayan bir ekosistem tarafından işletilen dağıtılmış platformlar, dış saldırılara karşı daha iyi korunuyor.

Bosch, 3 T ile IoT’ye liderlik ediyor: Things (nesneler), Technology (teknoloji), Trust (güven)

Bosch’un girişimiyle, aralarında Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE), Digital Europe, ETSI, Eclipse Foundation, Trustable Technology, Industrial Internet Consortium (IIC), Plattform Industrie 4.0 ve Trusted IoT Alliance’nin de yer aldığı önde gelen uluslararası derneklerin ve organizasyonların temsilcileri, 16 Mayıs’ta Berlin’de gerçekleştirilecek olan ilk Dijital Güven Forumu’nda bir araya gelecek. Toplantının ana konusu ise ‘dijital sistemlerde güven nasıl inşa edilir ve korunur’ olacak.

2020 itibarıyla global IoT pazarı hacminin yıllık yüzde 35 artışla 250 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Bolle, “Güvensizliğin ve korkunun, dijital inovasyonların başarısının önüne geçmesini kabullenemeyiz. Bu nedenle, Dijital Güven Forumu uzmanlar arasında internet kaynaklı güven sorununa ilişkin açık bir diyalog başlatacak.

5.000 katılımcı, 80 sergileyici, 150 konuşmacı

Bu yıl altıncı kez gerçekleştirilecek olan Bosch ConnectedWorld’de 80’den fazla sergileyici, nesnelerin internetindeki hızlı ilerlemelerin hem işte hem de günlük yaşamda nasıl yeni fırsatlar oluşturduğunu gösteriyor. 14.000 metrekarelik alana sahip STATION Berlin’de 15 ve 16 Mayıs tarihlerinde yaklaşık 5.000 kişinin bir araya gelmesi bekleniyor. 150’den fazla konuşmacının arasında Bosch CEO’su Volkmar Denner, Munich Re CEO’su Dr. Joachim Wenning, Vattenfall CEO’su Magnus Hall ve HTML’nin mucidi ve dünya çapında ağın kurucusu Sör Timothy Berners-Lee de bulunuyor. Yaklaşık 700 programcı, startup çalışanı ve tasarımcı, günlük yaşam, mobilite, üretim ve lojistiğe yönelik ağa bağlı çözümler için yeni fikirler bulmak üzere yazılım yarışmasına katılacak.

Bu konularıda İnceleyebilirsin